TİTANİK NEDEN BATTI?
(Kaptanın Seyir Defteri-12 Nisan)
Yola çıkalı 2 gün oldu. Herkes hayatından memnun. Titanik muhteşem bir gemi ve onun kaptanı olmak harika. Herkes eğleniyor, deniz sakin, personel deneyimli…
Amerika’da görüşmek üzere…
(Kaptanın Seyir Defteri-14 Nisan)
Deniz suyu soğuk ve zaman zaman dalgalar da oluyor ama bizde Titanik gibi her şeyi ile mükemmel bir gemide seyahat etmenin rahatlığı var. Personel ne yapacağını çok iyi biliyor, yolcular mutlu… Bir kaptan daha ne ister ki? Son teknolojiye ile donanmış bu geminin tarihe adını altın harflerle yazdıracağına hiç şüphem yok.
Bugün
Ve Titanik battı! Hepimiz için birçok farklı anlamı olabilir ancak insanlık tarihinin en büyük olaylarından birisi ve denizcilik tarihinin ise en büyük insan kaybının yaşandığı, üzerine kitapların yazıldığı, belgesellerin çekildiği, Oscar ödüllü film yapılan Titanik gemisi İngiltere’den Amerika’ya seyahatinin 5. gününde batmıştı. Biraz yol almış, tam da keyifli geçen bir gecenin ortasında aniden 2 saat 40 dk içerisinde battı. Sebebi ise son anda fark edilen bir buzdağı…
Hikâyeye ilişkin çok şey yazıldı, çizildi ve az çok herkesin bir bilgisi var diye düşünüyorum. Bugün bile bu kadar ünlü olan geminin o zamanlar yarattığı sükseyi sanırım tahmin etmekte kimse zorlanmayacaktır. “Batmaz” denilen gemi, o kadar kalifiyeli elemanı varken, her şey yolunda giderken peki “neden battı?”
Neden battığı basit, buzdağına çarptı ve battı. İnternetteki birçok kaynağa göre 30 sn.lik bir fark ile çarpmaktan kurtulamadı ve sonuç gerçekleşti. Titanik’te tanık olduğumuz bu olay iş dünyasının yaşadığı olaylara çok benziyor aslında. Görülemeyen veya son anda fark edilen bir buzdağı şirketi ciddi zararlara uğratabiliyor hatta batması ile sonuçlanabiliyor. Hal böyle iken, eğer alınan yara küçük ise onarılıyor ve yola devam ediliyor.
İş dünyasında yaşanılan fiziksel bir çarpma olmasa da aslında şirketler için buzdağının görünmeyen kısmında çok şeyler olduğu da aşikâr. Şirketin, doğal olarak kendi yolunda giderken önüne çıkacak buzdağlarını görmesi bekleniyor. Patronun deneyimli olması veya çalışanlarının öngörüleri, deneyimleri bu buzdağlarını görmelerini sağlayabiliyor. Peki ya görünemeyen buzdağları? Ya da görünen buzdağlarının görünmeyen kısımları? İşte burası büyük bir risk taşımıyor mu? Bir şirkette görülemeyen buzdağı neler olabilir?
Bu bir girişimcilik yazısı değil elbette ancak bu yazının istisnasız her şirkete uyabileceği tek nokta var: İnsan faktörü… Her sektörün kendi sektörü içerisinde buzdağları farklılık gösterebilir ancak ortak tek buzdağı olabilir ki, o da organizasyonun çalışanlardır. Çalışanlarınızın duyguları, değerleri, inançları ve şirketin onlara yüklediği görevler arasındaki frekans birbiri ile uyuşmuyorsa zaman içerisinde önce kişiler tıpkı yekpare buz kitleleri gibi oluşmaya, sonra kişiler bir araya gelip benzer sorunlarda buluştukça buzlar buzdağını oluşturmaya başlarlar. Bu büyüyen buzdağı da bir anda şirketinizin önüne çıkmaya başlayacaktır. Acar Baltaş süreci çok güzel açıklar: “…, bir kurumu ileriye taşıyan ve sürdürülebilir başarıyı gerçekleştiren insanların seçim ölçütlerindeki önceliğin şöyle olması gerektiğini gösterdi: Birinci öncelik, sağlam bir değer sistemine sahip olmak. İkinci öncelik, duygusal zeka başlığı altında toplanan özellikleri taşımak.”
Formül gayet net! Buzdağının bir dağ olmaya başlamadan önce ve suyun altında büyümesini önlemek için değerlere öncelik vermeniz ve özen göstermeniz şart! Bu vesile ile çalışanlarınızın değerlerine özen göstererek, çalışanınıza değer verir ve organizasyonunuzu daha fazla sahiplenmesine katkı sağlarsınız. Çalışanlarınızı dikkate almadığınız durumlarda sadece kurumsal değerlerinize itaat beklediğinizde ise ya çalışanınız kendisinden (maddiyat vb. durumlar nedeniyle) ödün verir –ki bu da süreç içerisinde onu yıpratacaktır- ya da kendi değerlerinden vazgeçip apayrı bir kimliğe bürünmeye çalışacaktır ki bu da oldukça zordur. İşte bu süreçler de buzdağını oluşturan zaman olarak tanımlanabilir.
Bilimsel olarak da eskiden günümüze oranla çok daha az buzdağı varken, Titanik’in batmış olması tam da bu yüzdendi, “görememişti”. Aman dikkat!
Yayın Yeri: https://www.e-koc.org/titanik-neden-batti/